9 Nis 2014

Aşkar 29 || eve dön! şarkıya dön! kalbine dön! ||

Aşkar'ın bu ay ki sayısı şiir antolojisi gibi pek bir zengin çeşitliliğe sahip. Bu zenginliklerden kendime seçtiğim satırlar :

Süt kokluyorum arada kuzum boynun yerine

Hiçbir yerde bedenime göre hayat kalmamış.
                               Özgür Ballı – Buradan Acınız


Sen olamasan ve şu bendeki tüm olanlara bu kadar alışık davranmasa
Büyümeyecek dilime çarpa çarpa öğünen küfür
                               Mustafa Melih Erdoğan – Şehrin Topukları Altında Ezilen Bir Gün


2.İstediğim sorudan başlasaydım eğer attığım adımlardan korktuğumu yazardım. Kazırdım aklıma her sabah, her akşam nakşederdim kalbime yokluk denilen tılsımlı sözcüğü. Hocanın vereceği nottan korkmadan –ki istese bir soru yüz puan- süreyi iyi kullanmaktan başka acziyetimi dökerdim ismim kodlanarak verilen kağıtlara. Bunu Allah biliyor hocam. Allah her şeyi biliyor hocam.
4.Şimdi kitap açmak serbest dediniz ya, ne olacak?
Yaşanılacak efendim, yaşanılacak. Bir gölgelikte durulacak. Bir gölgelikten hayat akacak. Dizinin dibinde oturulacak. Anılacak bir geçmiş olacak. Söylediği hıfz edilecek.
                               Aziz Mahmut Öncel – Yazılı Kağıdı


Kalbinin üstünde bir sezinti
Ezildikçe içim, ben sana daha çok
İnandım bir yerlerde bu çok sızı
Dedim bir kere de dünya dönsün çevremde
Düştüm içime bin kuyudan önce

Bir kuşun kederlenmesi gibi
Hep içime şakıdım
                               Esma Koç – Sezinti



 Etme bulma dünyası dedikleri de bu zaten
Dün kırdıkların bugün kalbine batar
                               Muhammed Faruk Özcan – Ayıp İkindi


Bu yıl astrologlar pek bir kova
Doldur boşalt yap arada, iyidir.
Olmazsa at biner çeyiz kuşanırız.
                               Yağız Gönüller – Evlilik Öncesi Rehabilitasyon Merkezi


Ama yok onlar orada
Hiç yerinde kıpırdamamış kimse
Hep orada
Eksilmemişim
Hafiflememişim
Tükenmemişim
Öfkeliyim tükenmemişim
Tükenmiyor öfkeliyim
Çünkü içimde
Ne kadar çok şey var içimde
İsa’yı öldürenlerin laneti bile var
Ellerime düşmüş lekeleri bir kere
                               İbrahim Demir – İçimdeki Biri


Sen
Karşı
Kıyıdaki
Elinde
Bir
Tutam
Can
İçime
Yağıyor
İnceden
Ruhum

Sonbahar
Gibi.
                               Hikmet Çamcı – No. 3 D Minör


Sırtını göğe dayayan çatıları giyinir ruhumuz
Topraktan yeşeren vücutları öperim
Kara bakamazsam gözlerim görmez bir adım sonrası kalır aklımda
                               Adem Yazıcı – Kar Işığı


 Kime sordumsa umut kestiler, acı aşıladılar
Seni bir ana hapsettiler, ağır oldular
Yola burnunu çıkarttılar, satır başına beni
Sonu gelmeyen bir cümle ettiler, seni.
                               Ertuğrul Demir – Her Şey Bir Yana Güzün Aldığım Haber


Karaya oturmuş gemiler vardır
Onları görmüşlüğüm vardır
Hep sorduğum sorular
Kaçan duraklardadır
Yazık ki durak görmemiş
Camdan şehir izlememiş
Bir yığın vardır
                               Cihad Özsöz – Yineşehir


Sana seslendiğimden bu yana kelimelerim bir deri bir kemik
Bu süregelen hiç değişmeyecek bir gövdem olsun isterdim
Bir daha dilimi tartıyorum ve ne söyleyeceğimi bilemeyerek
Senden gelecek bütün hamlelerin morluklarını üstünde taşıyan
Bir gövdem olsun isterdim, bir de…
Konuşmanın bir anlamı yok, söylediklerimi bile taşıyamıyorum

                               İdris Ekinci – Tekil Süreksizlik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder