Dücane Cündioğlu'nun kitaplarından Ölümün Dört Rengi'nden sonra okuduğum ikinci kitap Göz İzi. Denemelerden oluşan kitapta yazar tüm ustalığıyla her bir denemede kelimelerle adeta bir satranç oyunundaymışcasına hamle hamle ilerliyor, her bir cümle, kelime ile yerinde hamleler yapıyor ve denemenin sonunda ulaştığı nokta ile okuyucusunu mat ediyor. Zihninize bıraktığı sorular ile size bir karın ağrısı tutturuyor ve kıvranıp duruyorsunuz.
Bir dil bilimci hassasiyetiyle kelimelerin gerçekte manasının ne olduğu ve şuan nasıl kullanıldığı arasındaki farkı idraklarımıza sunuyor. Ve bu farkın öyle küçümsenecek bir fark olmadığını görmek dilimize ne kadar yabancı olduğumuzu yüzümüze çarpıyor.
Cündioğlu bir felsefeci olmasına rağmen kitapta işlenilen "bilmek, istemek, olmak, şaşmak...vb." fiillerin anlatımında kullandığı uslüp ve terminolojinin tasavvufi bir dil olması zihinlerdeki(!) felsefe-tasavvuf uçurumunun aslında olmadığını, hepsinin aynı menbanın iki kolu olduğunu bizlere gösteriyor.
Şubat / 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder