Nazan Bekiroğlu, Âdem ile Havva’nın yaratılışını ve dünyaya sürgün edilişlerini Âdem’in dilinden bizlere anlatıyor. Kitabın en dikkat çekici yönü ve benim en beğendiğim kısmı ise tasvirleri, benzetmeleri idi.
Kitabın basından itibaren sizi içine alan hayal dünyası sonuna kadar bırakmıyor. Kimi zaman hülyalara dalıp Havva’nın gözlerinde Âdem’in güzelliğini seyrediyor. Kimi zaman Havva’nın Âdem’e olan aşkının zaten içinde hep var olduğunu, Yaratıcının onu yaratırken içine böyle bir eksikliği koyduğunu ve onu görünce eksik yanının tamamlandığını hissediyor. Kimi zaman ise Kabil’in içini yakıp kavuran benlik duygusunun ateşiyle yanıyorsunuz. Bir anda Âdem’in yasak elmaya giden yollarında bir taş olup da bu güzel cennet rüyasından uyanmamak için engel olma hissine kapılıyorsunuz. Başka bir sayfada ise Kabil’in Habil’i öldürdüğünde tüm kâinatın duyduğu utancı duyup Kabil sizi de Habil’le birlikte gömmesini ve dünyanın sonuna kadar tüm insanlığın duyacağı bu utançtan kurtulmak istiyorsunuz.
Hülyalarla dalarak okumanın verdiği tatla insanlığın gerçek yaratılışının anlatıldığı başarılı bir kitap.
Âdem’in Harikalar Diyarında iyi seyirler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder