16 Oca 2016

Gül Yetiştiren Adam / Rasim Özdenören

      "İki ayrı hikayenin iç içe anlatılması" diye not düşmüşüm daha kitaba başladığım ilk sayfalarda. Aklımdaki tek soru ise "acaba bu iki hikaye nerede, nasıl birleşecekti?"      Çok basit, sıradan gibi gözüken bir noktada birleşmiş gibi görünseler de aslında iç içe, birbirini destekler niteliktedir bu iki ayrı hikaye. Aynı zamanda bize iki zıt kutup gibi gözükmektedir. Yazarın bize göstermek istediği de budur. İki zıt durum. Müslüman bedeninde eğrelti duran batı giysileri.       Bu zıtlıklardan ilki modernleşen hayat içerisinde insanın gitgide ne kadar da yalnızlaştığını gösteren bir durum hikayesi. Her şeye (güya) sahip olan insanların mutsuzluğu, tatmin edilemezliği ve bunlara sebep olan şüpheciliğin, yalanların insanı nasıl yalnızlaştırıp bir uçurumun kenarına sürüklendiğini ve kendisini nasıl da bir yalana inandırdığını gözler önüne seriyor Özdenören.
      Zıtlıklardan diğeri ise kendisini, bir protesto için, evine hapseden yaşlı bir adamı anlatıyor. Karşı olduğu düzeni benimsememek adına 40 yıl boyunca evinde kalmış, ibadet etmiş, Kur'an okumuş ve tefekküre dalıp yıllarca yalvarmış Yaradanına. Ve bu 40 yıl boyunca Hz.Peygamber'in güzel kokuyu sevmesi hasebiyle dünyada eşi benzeri olmayan renk renk, en iri ve en güzel kokulu gülleri yetiştirmeye adamıştır kendini.